İlk Yardım Öğretmeni

Yaşantı Nedir?

Yaşantı Nedir?

Yaşantı Nedir?

Yaşantı, bireyin çevresindeki insanlarla dahası çevresindeki herhangi bir şeyle etkileşimi sonucunda elde ettiği deneyimlerin tümüdür. İki çeşit yaşantı vardır; bunlardan biri yaşanılmış yaşantı diğeri ise kazanılmış yaşantıdır. Yaşanılmış yaşantı, yaşantının genel tanımıyla aynıdır. Yani bireyin çevresiyle etkileşimi sonucu elde ettiği deneyimdir. Kazanılmış yaşantı nedir diyecek olursak, bireyde kalıcı izli davranış değişikliği meydana getiren yaşantı türüdür. Kalıcı izli davranış değişikliğine öğrenme diyoruz. Eğitimcilerin üzerinde durması gereken yaşantı türü kazanılmış yaşantıdır. Çünkü eğitimin ve öğrenmenin gerçekleşebilmesi için kalıcı izli davranış değişikliğinin meydana gelmesi gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle eğitim ancak kazanılmış yaşantılar ile mümkün olabilir.

Bireyde davranış değişikliği meydana getirmeyen bir yaşantı eğitimin gerçekleşmesi için yeterli değildir. Yani yoldan geçerken bir kazayı görüp duran bir kişi merakla bu durumu izliyor ve kendisinde bir davranış değişikliği meydana gelmiyorsa bu durumda eğitim meydana gelmez. Fakat kaza yapan bir kişinin daha sonrasında araba sürmekten korkmaya başlaması bir davranış değişikliğidir. Davranışın kalıcı izli olması demek bir ömür boyu devam etmesi anlamına gelmemektedir. Belirli bir süre (örneğin 1 yıl) bu davranışı göstermesi kalıcı izli davranış değişikliği olarak nitelendirilebilir.

Yaşanılmış yaşantı

Yaşanmış deneyim, bireyin içinde bulunduğu etkileşim durumunda maruz kaldığı olay ve durumların arasından, onun duygusal, zihinsel ya da davranışsal olarak etkilenmesine neden olan ve uzun vadede iz bırakan olaylardır. Bu tür deneyimler, bireyin algılarını, değerlerini, düşünce biçimini ya da davranış kalıplarını değiştirebilir.

Örneğin, bir bireyin bir öğretmenden aldığı övgü, onun özgüvenini artırarak davranışlarında olumlu bir değişikliğe neden olabilir. Ya da bir travmatik olay, bireyin kaygı seviyelerini yükseltip tepkilerinde bir farklılık yaratabilir. Bu tür deneyimler, bireyin yaşam boyu hatırladığı, onun kişisel gelişimine ya da olumsuz anlamda gerilemesine katkıda bulunan olaylardır.

Kısacası, yaşanmış deneyim sadece bir olayın birey üzerinde anlık etkisiyle sınırlı değildir; bireyin ruhsal ya da davranışsal dünyasında iz bırakması, onu diğer sıradan etkileşimlerden ayırır. Bu tür deneyimler bireyin kişilik gelişimine, yaşam algısına ve gelecekteki kararlarına doğrudan etki edebilir.

Kazanılmış yaşantı

Kazanılmış yaşantı: Bireylerin çevresiyle ve diğer bireylerle olan etkileşimleri sonucunda, yaşam deneyimlerinden öğrendikleri ve bu öğrenmenin bireyde kalıcı bir davranış değişikliği oluşturduğu durumlardır. Kazanılmış yaşantılar, bireyin deneyimlerinden öğrenme yoluyla elde ettiği bilgi, beceri ya da tutumları ifade eder.

Örnekler:

  1. Matematikte problem çözme yöntemlerini öğrenen bir öğrencinin, bu yöntemleri günlük hayatta kullanması.
  2. Trafik kurallarını öğrenen bir bireyin, yaya geçidini kullanma alışkanlığı geliştirmesi.
  3. Bir müzik aleti çalmayı öğrenen birinin bu beceriyi hayatı boyunca sürdürebilmesi.

Verilen Örnekte Durum:

“Bir yakınını cinayette kaybeden Elif, gazetelerde önce cinayet haberlerini okur.”

Bu durum, Elif’in yaşadığı bir travmanın sonucunda geliştirdiği bir davranışı ifade ediyor. Ancak bu davranış, kazanılmış bir yaşantı değil, travmatik bir deneyimden kaynaklanan psikolojik bir tepki olarak değerlendirilebilir. Kazanılmış yaşantı; bireyin bilinçli bir öğrenme süreciyle kazandığı ve fayda sağlayan davranış değişikliklerini ifade eder. Bu nedenle, verilen örnek kazanılmış yaşantıya bir örnek değildir.

Dolaylı yaşantı

Dolaylı yaşantı, bireyin kendi doğrudan deneyimleri yerine, başkalarının deneyimlerini gözlemleyerek öğrenme veya etkilenme sürecidir. Bu, bireyin çevresinde olup biten olaylara, kişilere veya durumlara tanık olarak bir çıkarımda bulunması ve bu süreçten öğrenmesi anlamına gelir. Dolaylı yaşantı, genellikle sosyal öğrenme teorisi ile ilişkilendirilir ve bireyin çevresinden edindiği gözlemler sonucunda bilgi, tutum veya davranış geliştirmesi olarak tanımlanır.

Örnekler:

  1. Bir çocuk, ablasının yemek yediğinde övüldüğünü gözlemlediği için kendisi de yemek yemeye daha istekli hale gelir.
  2. Bir çalışan, meslektaşının bir hata yapıp yöneticisinden uyarı aldığını gördükten sonra aynı hatayı yapmaktan kaçınır.
  3. Bir öğrenci, sınıfta bir arkadaşının zor bir soruyu doğru yanıtlayarak öğretmeninden övgü aldığını izlediği için daha çok çalışmaya motive olur.

Dolaylı Duygusallık:

Dolaylı duygusallık, dolaylı yaşantının bir alt boyutu olup, bireyin bir başkasının yaşadığı duygusal deneyimleri gözlemlemesi ve bu durumdan etkilenerek benzer duygusal tepkiler geliştirmesidir.

Örnek:

  • Bir birey, arkadaşının bir sınavda yaşadığı kaygıyı gözlemlediği için kendi sınavı yaklaşırken aynı kaygıyı hissetmeye başlar.
  • Bir çocuk, ebeveyninin bir köpekten korktuğunu görüp köpeklere karşı korku geliştirebilir.

Sonuç: Dolaylı yaşantı ve dolaylı duygusallık, bireyin çevresini gözlemleyerek öğrenme ve etkilenme süreçlerini ifade eder, ancak dolaylı duygusallık daha çok duygusal tepkilerin transferine odaklanır.

Leave a Reply