Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı ve istendik davranış değişikliği meydana getirme sürecidir. Bu süreçte bireyin daha önceden var olan davranışında değişiklik meydana gelebileceği gibi daha önce hiç göstermediği bir davranışı da göstermeye başlayabilir.
Eğitimin kasıtlı ve istendik olması ifadesiyle anlatılmak istenen ise eğitimin belirlenmiş bir hedefe yönelik olması ve bu amaç için gerçekleştirilmesi anlamına gelmektedir. Eğitim aynı zamanda bir süreçtir. Eğitim için harcanan süre içerisinde yapılan tüm etkinlikler, çalışmalar ve bunların sonucunda meydana gelen değişiklikler süreç kavramının içerisindedir.
Belirli bir hedef olmadan eğitim olmaz. Eğitimin olabilmesi için bir hedef konulmalı ve bu hedefe ulaşabilmek için çalışılmalıdır. Aynı zamanda bireyde davranış değişikliği olmuyorsa o zaman da eğitim olmaz. Örnek vermek gerekirse; birey televizyonda bir belgesel izliyorsa ve bu belgesel ile daha önce bilmediği ya da eksik bildiği konular hakkında yeni şeyler öğreniyorsa o zaman bu eğitimdir. Fakat aynı kişi televizyonda bir dizi izliyorsa bu diziyi izlerken büyük ihtimalle yeni bir şeyler öğrenmeyecek ya da davranışlarında değişiklik olmayacaktır. Bu duruma ise eğitim diyemeyiz. Fakat bir çocuğun kavga yapılan bir diziyi izleyip ertesi gün okulda arkadaşlarıyla kavga yapması ise bir davranış değişikliğidir.
İstendik Davranışlar ve Toplumsal Yapıdaki Rolü
İstendik davranışlar, eğitim kurumlarından başlayarak toplumsal yaşamın her alanında bireylere kazandırılmaya çalışılan, kabul görmüş norm ve değerlere uygun hareket biçimleridir. Bu davranışlar, ders kitapları, şiirler, marşlar, öğretmenlerin tutumları gibi pek çok yolla pekiştirilir. Kutlama ve anma törenleri, resim ve kompozisyon yarışmaları gibi etkinlikler ise öğrencilerin bu davranışları uygulayarak içselleştirmesini sağlar. Ancak, bu süreçte katılımın niteliği büyük önem taşır. Örneğin, 23 Nisan törenlerinde çocukların sadece figüran olarak yer alması, kendi isteklerinin ve sözlerinin önemsenmemesi, istendik davranışların birer zorunlu eyleme dönüşme riskini ortaya koymaktadır. Bu tür durumlarda çocuklar, yetişkinlerin kendi “öz tatmin araçları” haline gelebilir.
Yetişkinliğe geçişle birlikte, istendik davranışlar çoğu zaman “kabileye sadakat” gösterilerine dönüşür. Bu sadakati gösterenler ödüllendirilirken, bu durum motivasyon ve ortak duygulanım yoluyla “tek” tipleşmeyi ve “bir” olmayı teşvik eder. Seçim kampanyalarında kullanılan sloganlar, bu istendik davranışları geliştirme yönünde birer toplumsal mühendislik aracı olarak görülebilir. Örneğin, “Tek millet- tek devlet- tek vatan- tek bayrak” veya “B1İRİZ” gibi sloganlar, belirli bir toplumsal uyumu ve aidiyeti pekiştirmeyi amaçlar.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasında İsmet Paşa’nın “Biz açıkça milliyetçiyiz… ve milliyetçilik bizim yegane birlik unsurumuzdur. Türk ekseriyetinde diğer unsurların hiçbir nüfuzu yoktur. Vazifemiz Türk vatanı içinde Türk olmayanları behemehal Türk yapmaktır. Türklere ve Türklüğe muhalefet edecek anasırı kesip atacağız. Ülkeye hizmet edeceklerde her şeyin üstünde aradığımız Türk olmalarıdır” sözleri, o dönemin istendik davranışlarının ve toplumsal beklentilerinin net bir göstergesidir.
Bizlere öğretilen istendik davranışları sorgulamak ve yıkmak, ancak düşünmek ve anlamaya başlamakla mümkündür. Aksi takdirde, bu davranışlar birer zorunlu “yapılacaklar listesine” dönüşerek itaati dayatır. Tartışma ve eleştiri kabul etmeyen öğretilere karşı dirençli olmak, tavır, duygu, tutum ve duygulanımlarımızın bilinçli mi yoksa ideolojik dayatmalar gereği mi olduğunu sorgulamak, eleştirel düşüncenin temelini oluşturur. Bu bağlamda, “sorgulamayı ve çoğu zaman ‘ama’ demeyi alışkanlık haline getirmeliyiz.”
| Kavram / Örnek | Açıklama ve İlişkilendirme |
|---|---|
| Eğitim Kurumlarında Pekiştirme | Ders kitapları, şiirler, marşlar, öğretmenlerin tavır ve tutumları ile istendik davranışların (örn: milliyetçilik, vatanseverlik) aşılanması ve pekiştirilmesi. |
| Kutlama/Anma Törenleri ve Yarışmalar | Öğrencilerin katılımcı konumda (resim, kompozisyon yarışmaları) istendik davranışları uygulayarak içselleştirmesi. Ancak, katılımın niteliği (figüranlık) önem taşır. |
| 23 Nisan Törenleri Örneği | Çocukların katılımının yüzeysel kalması, istek ve sözlerinin önemsenmemesi. Yetişkinlerin kendi tatmini için çocukları kullanması eleştirisi. |
| “Kabileye Sadakat” Gösterileri | Yetişkinlikte istendik davranışların, aidiyet duyulan gruba (kabile) bağlılık ve sadakat biçimlerine dönüşmesi. Sadakat gösterenlerin ödüllendirilmesi. |
| Toplumsal Mühendislik ve Sloganlar | Seçim kampanyalarında kullanılan “Tek millet- tek devlet- tek vatan- tek bayrak” veya “B1İRİZ” gibi sloganlar aracılığıyla belirli istendik davranışların (örn: birlik, beraberlik) topluma aşılanmaya çalışılması. |
| İsmet Paşa’nın Sözleri | Cumhuriyetin kuruluş döneminde “Türk milliyetçiliği” temelinde istendik olanın ve Türk olmayan unsurların Türkleştirilmesi hedefinin bir ifadesi. |
| İtaat ve Zorunlu Eylemler | Sorgulanmayan istendik davranışların, bireyi düşünmekten alıkoyarak birer “yapılacaklar listesi”ne ve itaate zorlayan eylemlere dönüşmesi riski. |
| Direnç ve Sorgulama | Tartışma ve eleştiri kabul etmeyen öğretilere karşı dirençli olmak, tavır ve tutumların bilinçli mi yoksa ideolojik dayatmalar sonucu mu olduğunu sorgulamak. Eleştirel düşüncenin önemi. |
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
- “İstendik davranış” kavramı ne anlama gelir?
İstendik davranış, belirli bir toplum, kurum veya grup tarafından arzulanan, beklenen ve genellikle olumlu olarak kabul edilen tutum ve eylem biçimleridir. Bu davranışlar, genellikle eğitim ve sosyalizasyon süreçleriyle bireylere kazandırılmaya çalışılır. - Eğitimde istendik davranışların pekiştirilmesi nasıl yapılır?
Ders kitapları, şiirler, marşlar gibi müfredat unsurları; öğretmenlerin tavır ve tutumları; kutlama-anma törenleri ve resim/kompozisyon yarışmaları gibi etkinlikler aracılığıyla istendik davranışlar öğrencilere öğretilir ve içselleştirilmesi sağlanır. - Çocukların 23 Nisan törenlerindeki “figüranlık” eleştirisi neyi vurgulamaktadır?
Bu eleştiri, çocukların törenlerde pasif bir rol oynamasını, kendi fikirlerinin ve sözlerinin dikkate alınmamasını vurgular. Amaç, çocukların gerçek katılımını sağlamak yerine, yetişkinlerin belirlediği senaryoların bir parçası olmalarını eleştirir. - “Kabileye sadakat” ve “tek tipleşme” arasında nasıl bir bağlantı kurulmuştur?
Metinde, yetişkinlikte istendik davranışların, bireyin ait olduğu gruba (kabile) duyduğu sadakat gösterilerine dönüştüğü belirtilir. Bu sadakat, belirli sloganlar ve ortak duygulanımlar aracılığıyla teşvik edilerek, bireylerin “tek” tipleşmesine ve “bir” bütün haline gelmesine yol açabilir. - İstendik davranışları yıkmak ne anlama gelir ve nasıl mümkün olur?
İstendik davranışları yıkmak, bize dayatılan veya sorgulamadan kabul ettiğimiz norm ve tutumları eleştirel bir gözle değerlendirmek anlamına gelir. Metne göre bu, düşünmek ve anlamaya başlamakla, sorgulamayı ve “ama” demeyi alışkanlık haline getirmekle mümkündür. Amaç, itaate zorlayan zorunlu eylemlerden kurtulmaktır.
- Eğiticinin Eğitimi Sitemizi Twitter hesabımızdan yeni gelişmeleri takip edebilirsiniz.






